-
1 zarar görmek
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > zarar görmek
-
2 zarar görmek
v. hurt, suffer -
3 zarar görmek
to be damaged, to sustain an injury -
4 zarar
zarar Schaden m, Verlust m;zarar çekmek Schaden erleiden;zarar etmek Verluste erleiden;-e zarar gelmek es entsteht ein Schaden an D;zarar getirmek Schaden stiften;-den zarar görmek Schaden erleiden durch A, betroffen werden von D;zarar verici schädlich;-e zarar vermek Schaden zufügen D;zarara uğramak Schaden erleiden;zararda olmak ÖKON ein Defizit haben;-in -e zararı dokunmak jemandem Schaden zufügen;-in zararı olmamak v/unp es entsteht kein Schaden;zararı yok das schadet nichts, das macht nichts -
5 zarar
вред (м) уще́рб (м)* * *вред, уще́рб, уро́н, убы́токzarar çekmek — понести́ уще́рб
zararı dokunmak — причиня́ть убы́ток / вред
onun kimseye zararı dokunmaz — он никому́ не причини́т вреда́
zarar etmek — понести́ уще́рб / убы́тки, пострада́ть
zarar gelmek — ви́деть / получа́ть зло / вред от кого
bizden hiç kimseye zarar gelmez — от нас нет никому́ никако́го вреда́
zarar görmek — нести́ убы́тки, терпе́ть уще́рб
ben bu adamdan hiç bir zarar görmedim — я ничего́ плохо́го от э́того челове́ка не ви́дел
zararda olmak — а) быть в убы́тке; б) пережива́ть тру́дные времена́ ( в торговле)
zararı olmamak — не причиня́ть вреда́
zarara sokmak — наноси́ть уще́рб
zarara uğramak — нести́ убы́тки / уще́рб
zarar vermek — причиня́ть вред / уще́рб, вреди́ть
don ekinlere zarar verir — за́морозки вредя́т посе́вам
zararı yok! — не беда́!, пустяки́!, нева́жно!
••zarardan korkan kâr etmez — посл. кто бои́тся убы́тка, тот при́были не получа́ет; ≈ волко́в боя́ться - в лес не ходи́ть
-
6 zarar
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > zarar
-
7 zarar
"1. damage, injury, detriment, harm. 2. com. loss. -ı dokunmak /a/ to harm, be harmful to, have a harmful effect on. - etmek 1. to lose money. 2. to make a wrong move, do something to one´s detriment. 3. /a/ to damage, injure, harm. - gelmek /dan/ (for someone) to suffer at the hands of; to be wronged by; to be treated unjustly by: Tuba´dan zarar gelmez. No harm´ll come your way from Tuba. - görmek 1. /dan/ to be damaged, injured, or harmed by. 2. to suffer loss. -ın neresinden dönülse kârdır. proverb If you find yourself in a situation where you can´t seem to get ahead no matter what you do, the only profitable step you can take is to extricate yourself from the whole thing as soon as possible. -ına satmak /ı/ to sell (something) at a loss. -a sokmak /ı/ to cause (someone, a place of business) to suffer loss or damage. - vermek /a/ to damage, injure, harm. -ı yok. colloq. It doesn´t matter./Never mind./That´s okay./Forget it." -
8 нести убытки
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > нести убытки
-
9 ущерб
zarar* * *мzarar; hasarматериа́льный уще́рб — maddi zarar
причини́ть / нанести́ уще́рб кому-л. — birini zarara uğratmak, birine zarar vermek
понести́ уще́рб — zarara uğramak, zarar görmek
наноси́ть уще́рб интере́сам страны́ — ülkenin çıkarlarını zedelemek
пожа́р причини́л большо́й материа́льный уще́рб — yangın büyük maddi hasara neden oldu
уще́рб, причинённый гра́дом посе́вам — dolunun ekinlere verdiği hasar
••в уще́рб кому-л. — birinin zararına
в уще́рб здра́вому смы́слу — sağduyuya aykırı olarak
луна́ на уще́рбе — ay küçülme safhasındadır
-
10 страдать
несов.; сов. - пострада́ть1) тк. несов. mustarip olmakболе́знь, кото́рой он страда́ет — mustarip / müptela olduğu hastalık
морско́й боле́знью она́ не страда́ет — onu deniz tutmaz
2) тк. несов. çekmekстрада́ть от головно́й бо́ли — baş ağrısından çekmek
3) acı çekmek, çekmekстрада́ть от гнёта монопо́лий — tekellerin baskısından acı çekmek
4) sıkıntı / eziyet / çile çekmek5) zarar görmek; hasar görmek; hasara uğramakпосе́вы пострада́ли от гра́да — ekinler doludan zarar gördü
го́род пострада́л от урага́на — şehir kasırgadan hasar gördü
-
11 suffer
v. acı çekmek, çekmek, zarar görmek, katlanmak, cezasını çekmek, acısını çekmek, kıvranmak, zayiat vermek, izin vermek, göz yummak* * *sıkıntı çek* * *1) (to undergo, endure or bear pain, misery etc: He suffered terrible pain from his injuries; The crash killed him instantly - he didn't suffer at all; I'll make you suffer for this insolence.) çekmek2) (to undergo or experience: The army suffered enormous losses.) uğramak, başına gelmek3) (to be neglected: I like to see you enjoying yourself, but you mustn't let your work suffer.) olumsuz etkilemek, zarar görmek4) ((with from) to have or to have often (a particular illness etc): She suffers from stomach-aches.) çekmek• -
12 abkriegen
ab|kriegenvt ( fam)er hat ganz schön was abgekriegt epey bir zarar gördü3) ( entfernen können) çıkarabilmek -
13 Schaden
Schaden <-s, Schäden> ['ʃa:dən] m1) ( Beschädigung) zarar (an -de), hasar (an -de);es entstand ein \Schaden von 300 Euro 300 euroluk bir zarar meydana geldi;jdm \Schaden zufügen birine zarar vermek;zu \Schaden kommen zarar görmek;durch \Schaden wird man klug ( prov) bir musibet bin nasihatten yeğdir3) (Motor\Schaden) arıza, bozukluk -
14 hurt
adj. kırgın, gücenmiş————————n. yara, bere, zarar, acı, sızı, ızdırap, üzüntü————————v. kâlbini kırmak, yaralamak, incitmek, acıtmak, rencide etmek, acımak, küstürmek, ağrımak, canını yakmak, kırmak, zarar vermek, zarar görmek, incinmek* * *1. incit 2. yarala (v.) 3. yaralı (n.)* * *past tense, past participle; see hurt -
15 Nachteil
-
16 Mitleidenschaft
Mitleidenschaft f etkilenme, zarar görme;in Mitleidenschaft gezogen werden durch (A) -den etkilenmek, zarar görmek -
17 გაზარელება
f.zarar vermek, zarar görmek -
18 mutazarrır
arapça متضرر zarar gören. mutazarrır olmak zarar görmek. -
19 rahne
farsça رخنه 1.yarık, gedik. 2.bozukluk. rahnedar etmek 1.gedik açmak. 2.zarar vermek. rahnedar olmak 1.yarılmak, gedik açılmak. 2.bozulmak, zarar görmek. -
20 s'abîmer
v przarar görmek◊Ça s'est abîmé avec l'humidité. — Rutubetten zarar gördü.
- 1
- 2
См. также в других словарях:
zarar görmek — kötü sonuca uğramak Usulleri, kaideleri bozanların zarar görecekleri muhakkaktı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
zarar — is., Ar. żarar Bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya olumsuz, kötü sonuç, dokunca, ziyan, mazarrat Aldığı günlerde iyi para getiren oteli zararla kapatmaya başlamışlar. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler akıllara zarar akla zarar manevi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hasara uğramak — zarar görmek, yıkılmak, harap olmak Bir lokomotifle iki vagon hasara uğramışlar. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
mutazarrır — (A.) [ رﺮﻀﺘﻡ ] zarar gören. ♦ mutazarrır olmak zarar görmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
donmak — nsz, ar 1) Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak 2) Yaşamını yitirmek, soğuktan ölmek Donmak üzere olan insanların tatlılığını içimde duymaya başladım. S. F. Abasıyanık 3) Çok üşümek 4) Bitki soğuktan zarar görmek, yararlanılmaz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zedelenmek — nsz 1) Vurma, çarpma, delme sonucu berelenmek, ezilmek 2) Zarar görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağır kayba uğramak — maddi ve manevi büyük zarar görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağır yara almak — 1) kavgada veya savaşta önemli ölçüde zarar görmek 2) bir olayda beklenmeyen sıkıntılı ve olumsuz bir duruma düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
işin ucu birine dokunmak — o işten dolaylı olarak zarar görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
komploya kurban gitmek — komplo yoluyla zarar görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ziyan olmak — boşuna harcanmak, zarar görmek Bence ziyan olmuş, eski deyimiyle heder olmuş bir değerdir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük